Doğum günüm bana geldiğiniz gündür :D

Saat 00:00 olunca çalmaya, titremeye, biplemeye başlayan bilgisayar ve telefon sevindiriyor tabii insanı. Ve onu takip eden 24 saat boyunca yaşananlar.. Hatta o saati takip eden 3 gün demeliyim galiba..

Yıllardır sesini duymadıkların, günlerdir konuşmaktan bıkmadıkların hep aynı şeyi söylüyorlar. Ağız birliği etmiş, örgütlenmişler takvimdeki sıradan bir sayıyı gördüklerinde (facebook takvimi de olabilir tabi :)) sana en az 5 saniyesini ayırıyorlar. Seni düşünüyorlar.

Seviniyorsun haliyle..

Sonra yakın dostların var tabii... Bir masaya toplanmış, ellerindeki kadehi kaldırıp ortada buluşturmuş, aynı fotoğraf makinesine bakıyorlar, flaş patlasın, bu gece ölümsüzleşsin diye. Dertlerinden, tasalarından uzaklaşıp mutlu olmak, mutlu etmek istiyorlar. Mutlu ediyorlar.. Pasta geliyor bir de... O zaman anlıyorsun aslında neden o masada olduğunu.. Mutlu olmanın en büyük bahanesini üzerinde 3 mumla önüne getiriyorlar. İyi ki doğdun diyorlar. O insanlar seviyorlar seni. Doğum günün bahane. O insanlar mutlu oluyorlar hep beraber olunca.

Garip bir duygu. Hayatınızda bu kadar mutlu olduğunuz çok gece yaşayamayabiliyorsunuz. O kadar çok şey yazmak istiyorum ama yazamıyorum ki..

Ama en güzeli de biliyor musun ?

Böyle bir geceyi, böyle bir doğum günü gecesini başka bir doğum günü çocuğuyla paylaşmak.

O geceyi benimle paylaştığın için teşekkürler Aslı :)